Otizmli çocukların müziğe karşı duyarlı ve dikkatli oldukları bilinir. Pek çok araştırma ve bilimsel kaynakta da belirtilen bu duruma göre, iletişim ve sosyal etkileşim eksiklerine rağmen otizmli çocuklar müzikal uyaranlara daha dikkatlidirler. Otizm özellikleri olmayan çocuklar uyarıların müzikal ya da sözel olmasıyla çok ilgilenmezler, otizmli çocuklar için ise durum farklıdır. Onlar daha çok müzikal uyaranları tercih ederler. Bu bilgiler ve yapılan çalışmalar sonucunda şu saptama yapılabilir:
1-Otizmli çocuklar çoğunlukla müzikal olan işitsel uyarılara diğer uyarılardan daha sık ve uygun tepkiler verir.
2-Bir çok otizmli çocuk müzikal alanda diğer çocuklar kadar iyi bir performans gösterebilir.
Bir çalgı çalma konusunu aslında irdelemek gerek. (Bu hem iletişim aracı hem de sosyal bir statüdür.)
Müziğin otizmli çocuklar için motive edici olması bir otizmli çocuğun müzikal etkinliklere başarılı bir şekilde katılması otizmli çocuklarla müzikle eğitimin önemini artırmaktadır.
Yapılan müzik eğitimi çalışmalarında; otizmli çocukların davranışlarının ve ilişkilerinin düzelme yolunda ilerlediği görülmüştür. Hareket uyumu ve beden algısı da artmaktadır, iletişim davranışları ve dil becerileri de gelişmektedir.
Bu iletişim içerisinde yatan gizli sözcüğü S.E.S olarak değerlendirmek mümkün. (Sevgi-Emek- Sabır), bunların bileşimi ise SES.
Müzikle eğitim sonucunda otizmli çocuklarda da otizmli olmayan çocuklarda da şu gelişmeler gözlenir:
1- Sosyal becerilerin gelişmesi
2- Dikkat süresinin artması
3- Kaba ve ince motor becerilerin gelişmesi
4- Beden farkındalığının gelişmesi
5- Sözel ve sözel olmayan iletişimin gelişmesi
6- Törensel ve rutin davranışlarının değişmesi
7- Öfke davranışlarının ve hiperaktivitenin azalması
8- Görme, dokunma, işitme duyularının gelişimi ve kontrolü.
Müzik eğitiminde amaçlanan bu hedeflere ulaşmak için yapılan çalışmalar:
a) Müzik aleti çalma
b) Müzik dinleme
c) Dans, ritmik alıştırmalar
d) Şarkı söyleme
e) Seslendirme alıştırmaları
f) Müzikal oyunlar
Bu eğitimin sonucu otizmli çocuklarda ulaşılması hedeflenen gelişim basamakları ve boyutlarını şöyle özetlemek mümkün. Dil gelişimi, sosyal gelişim, duyusal ve hareketsel gelişim ve zihinsel gelişim.
Müzik Terapisi insan davranışlarında pozitif değişiklikler yaratmasıyla bireysel yaşamayı geliştirici eşsiz bir uygulamadır. O, sosyal-duygusal, anlama-öğrenme ve irade-motor hareketler alanlarında gelişmeyi teşvik edici bir araç olarak müziğin kullanılmasıyla birleşen bir meslektir. Müzik terapi; özel çocuk, genç, tıbbi tedavi altındaki yetişkin, kurumsal ve eğitimsel unsurları ile çok geniş bir işlev çeşitliliğine sahiptir. Müzik etkilidir; çünkü iletişimin sözel olmayan biçimidir, doğal bir güçlendiricidir, anında etkindir ve müzikle ilgisi olmayan yetenekleri pratik yapmak için motivasyon sağlar. En önemlisi başarılı bir medyumdur; çünkü hemen hemen herkes en azından bir müziğe pozitif tepki verir.
Bir müzik terapistinin eğitimi, tüm müzik sınıflarını, psikolojideki belirlenmiş dersleri, özel eğitimi, anatomideki temel dersleri ve müzik terapide tecrübe edilen alanların tümünü içine alır. İzleyen kurs programında öğrenciler 6 ay boyunca klinik stajlarını tamamlarlar ve yazılı sınava tabi tutulurlar. Başarılı olanlar kursa devam ederler veya geri kalanlar sınavı tekrar alırlar.
Müzik Terapi, özellikle konuşmadan ve korkutmadan, doğal bir medyum olması nedeniyle otizmli çocuklar için yararlıdır. Paralel müzik aktiviteleri, çocuğun nesnel unsurlarını desteklemek için terapisti, ailesi, öğretmeni veya diğer bir yetkili tarafından dizayn edilir. Müzik terapisti gözlem yapmalıdır. Örneğin, çocuğun diğer insanlarla sosyal aktivitede bulunma gereksinimini; müziğe göre bir topu ileri veya ileri hareket ettirmesi veya diğer insanlarla birlikte zilleri çalması gibi müzikle ilgili oyunlar bu aktiviteleri teşvik etmek için kullanılabilir. Göz teması, gözünün önünde bir aleti çalmak suretiyle dikkatini odaklamak veya gözünün önünde el çırpmak suretiyle sağlanabilir. Tercih edilen müzik bir çember oluşturmuş veya sandalyede oturan çocukların sosyal davranışlarındaki işbirliğinde geniş bir çeşitlilik olması için raslantısal olarak kullanılabilir.
Müzik Terapi, özellikle ses meditasyonunda ve gelişmesinde etkilidir. Otizmli çocuklar arasında gözlenen iletişimdeki birkaç eksik kişisel olmayan veya hiç olmayan sesleri kapsar. Ses, homurdanmak, ağlamak, çığlık atmak, gırtlaktan çıkartılan sesler ve uğuldamaktan ibarettir. Anlaşılmayan yabancı kelimeler gibi gözüken veya zor anlaşılan kelime veya sesler ile araya karışan karmaşık anlaşılmayan sözlerin birleşmesi tonlama olmadan aynı sesler kullanılarak seslendirilir. Yüksek düzeyde otizmliler sesleri, bazı çocukların anlamlı olmayan veya monoton seslerle, deyimler, cümleler veya daha uzun cümleler kurarken, anlamsız sözlerin üst üste tekrarlanması veya zamiri tersine çevirmesini ihtiva eder. Otizmli çocuklar normal olarak okulda müzik sınıfında ders görmeye başladığında, öğretmen müziğin otizmli çocuğun diline yardım ettiğini görebilir.
Otizmli çocukların müziğe karşı görülmedik bir duyarlılıkları olduğunun ispat edildiğine dikkat çekilmiştir. Ender olarakta olsa bir enstrüman çalarken, bazıları mükemmel bir şekilde müzik aletini tam notasında çalar. Bu görülmedik heves nedeniyle, müzik terapistleri geleneksel olarak otizmli çocuklarla çalışır. Bazı çocuklar sadece belirli seslere duyarlıdır. Bir çocuk ksilofon çaldıktan sonra, esas gamına uygun olarak harmonik seriyi kendiliğinden söyleyebilir. Dikkatli bir incelemede, heceler harmonik şarkısı ile çiftlenerek birleşti ve çocuk sesindeki sesli ve sessiz harfleri birleştirmeye başladı. Yakın bir zaman sonra terapistin söylediği daha karmaşık bir melodi ksilofon ile basit 2-3 nota ile çalındı ve çocuk kademeli olarak onları taklit etmeye başladı.
Otizmli çocuklar bazen konuşmazlar ama şarkı söylerler, müzik terapistleri ve müzik eğitmenleri, ağızla söylenen müzik aktiviteleri ile sesler üzerinde sistematik çalışabilir. Müzik sınıflarında basit kelimeler ile şarkılar, tekrarlanabilen kelimeler ve hatta tekrarlanan saçma heceler otizmli çocuğun lisanına yardım edebilir. Anlamlı kelimeler, görsel ve dokunularak oluşan şarkı kompozisyonları ayrıca bu işleme kolaylık sağlayabilir. 6 yaşındaki anlamsız sözleri tekrar eden bir çocuk, terapist-öğretmenin harmonik akompaniman ve tamamıyla ritmik olarak bir melodiyi basit soru cevaplarla söylemesiyle konuşmayı öğrendi. Çocuk şarkı söylerken nesneleri tuttu;
Bir elma yiyebilirmiyim? Evet, evet
Bir elma yiyebilirmiyim? Evet, evet
Bir elma yiyebilirmiyim? Evet, evet
Evet, evet, evet
ve
Bir kalem yiyebilirmisin? Hayır, hayır
Bir kalem yiyebilirmisin? Hayır, hayır
Bir kalem yiyebilirmisin? Hayır, hayır
Hayır, hayır, hayır
Diğer bir otizmli çocuk isimleri ve eylem fiillerini öğrendi. Büyük bir bebek oyuncağı terapist öğretmen tarafından elle oynatıldı ve şarkı oluştu;
Bu bir bebek
Bu bir bebek
Bebek zıplıyor
Bebek zıplıyor
Bu bir bebek
Bu bir bebek
Daha sonra kelimeler “yürüyor, oturuyor, uyuyor vb.” ile yer değiştirildi. Bu şarkılarda koyu olan kelimeler terapist-öğretmen tarafından derece derece daha alçak bir sesle söylendi. Her kelime tekrarlandığında, çocuk gerçeğe tepki olarak kendi ekolalik taklidini kullanabildi. Müzik tamamen kesildiği zaman, çocuk sorulara cevap olarak cümleleri söyleyebildi; “Bu nedir? Bebek ne yapıyor?”
Diğer otizmli çocuklar, soru ve cevapların her ikisi de bir şarkıda birleştirildiği zaman anlamlı cevaplar vermeyi öğrendi. Sonraki cümleler “göz kırp, göz kırp küçük yıldız (twinkle twinkle little star)” ayarına yakın olarak bir çocuk ile şarkı gibi söylendi ve kelimelerin sesi kademeli olarak azaltıldı. Çevredeki sesleri bir çocuk için odaklarken, şarkı tamamıyla gramer olarak doğru şekilde planlanır.
Dinle, dinle, ne duyuyorsun? (Teypte ses çalar)
Ben bir ambulans duyuyorum.
(Ben bir bebek ağlaması duyuyorum)
(Ben annemin bana seslendiğini duyuyorum vb.)
Otizmli çocuklar, müziğin azalmasıyla izleyen cümlelerin etkisi, akışı ve ritmine uyum sağlamak için şarkıları söylerken monoton sesleri azaltıp aşırı büyük adımlarla yürümeye başladılar. Aileler ve öğretmenler şarkı ile görülen sesin bu ahenkli özelliğini çocuğa hatırlatmada aynı şekilde yardım edebilirler.
Belirlenen şarkılar oluşturulurken sınıftaki diğer çocukların tümü öğretmenleri ile zaman geçirir. Repertuvardaki şarkılar genellikle tekrar edilebilir olması gerektiği hatırlanmalıdır. Hatta daha yüksek seviyede metot kitapları bile basit kelimelerin tekrarından oluşur. Böyle kitaplardaki kelimeler otizmli bir çocuk için o an kritik gibi gözükmüyorken, beraberce kelimeleri koyarak basitçe artan kapasite, bu çocuklar için önemli bir başlangıçtır.
Zamanın büyük gruplara sınırlandırıldığı öğretmenler için, hemen hemen tüm şarkı söyleme denemeleri, aktivite devam ederken çocuğun dikkatinin odaklanması ile ve yavaşça, anlaşılır olarak şarkı oluşturulduğunda otizmli çocuk için çok yararlıdır. Sınıftaki bir otizmli çocuğun sessizce bir şarkıyı tüm kelimeleri ile söylediğini duymak memnuniyet verici bir olaydır. Aynı çocuğun müzik sınıfı dışındaki konuşmalarında bu kelimeleri kullanmaya çalıştığını duymak bu çocuğun dil potansiyeline çok özel bir yardım yaptığını gösterir.
Hazırlayan: Funda ATAR
(www.medeasanat.com sitesinden alıntıdır.)
“Otizmli Çocuklar İçin Müzik Terapisi ve Dili” için bir yanıt