Otizmli Çocukların Görme Özellikleri
Grandin (1995), otizmli çocukların görsel uyaranlara karşı da farklı tepkiler gösterdiğini, insanlarla göz teması kurmamaları ve çevrelerindeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan bazı nesnelere çok uzun bakabildikleri, bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları hatta karanlık bir odada daha rahat ettikleri vurgular. Görsel bilginin beyne aktarılmasında problem görüldüğü için; renk seçmede ve gölgeleri ayırt etmede zorluk yaşarlar. Otizmli çocuklarda görülen görme ile ilgili problemler; göz kırpma, ışıktan rahatsız olma ve göz kontağının zayıf olması şeklindedir.
Otizmli Çocukların İşitsel Özellikleri
Otizmli çocuklar işitsel uyaranlara karşı farklı tepkiler gösterirler. Kimi çocuklar belirli seslere karşı takıntılı olup ilgisini sürekli o noktaya yoğunlaştırırken kimi çocuklar da bazı seslere karşı korku geliştirir, o sesi duyduklarında ya kulaklarını kapatırlar ya da problem davranış sergilerler. Mc Donnell (1993), bazı otizmli çocukların bütün işitsel uyaranlara karşı tepkisiz kaldıklarını, bu durumun da işitme problemleri olduğu düşüncesini çağrıştırdığını vurgular. Tıp alanında yapılan işitme testlerinde otizmli çocukların işitmelerinin normal olduğu, fakat konuşma seslerini algılamada problem yaşadıkları görülmüştür.
Zihinsel Gelişim Özellikleri
Her ne kadar otizmli çocukların yüksel zihinsel potansiyele sahip oldukları şeklinde bir görüş olsa da büyük çoğunluğunun zeka seviyesi normalin altındadır. Otizmli çocukların zekâ düzeylerini belirleyen testleri kullanmada güçlükler olması ve bu çocukların testlerde düşük performans göstermeleri zekâ bölümlerinin tespitini zorlaştırır.
Otizmli çocukların yaşadıkları iletişim problemleri, normal bireylere uygulanan zeka testlerinin kullanılmasına engel olur. Sadece otizmli çocukların zekalarını ölçecek bir test ya da bir araç sonuç vermez. Normal çocuklara uygulanan testlerin sonuçları bile tartışma konusu olurken, normal çocuklar için hazırlanmış testlerin otizmli çocuklara uygulanması düşünülemez.
“Otizmli çocuklar bazı alanlarda ortalamanın üstünde bir zihinsel güce sahip olmalarının yanısıra beceri ve yetersizlikleri arasında gözlenebilir bir açıklığın olduğu kabul edilir. Bazı zihinsel etkinlikleri oldukça sınırlıyken, bazılarının güçlü olması ortaya dengesiz bir zihinsel profil çıkarır (Koçbeker, 2003:39).” Örneğin, okuduğu bir kitabı olduğu gibi belleklerine almalarına rağmen iletişim kurmak için bir cümle bile kuramazlar. Duyduğu her şarkıyı melodisiyle birlikte ezberleyip yüzlerce şarkıdan oluşan bir repertuvarı olmalarına rağmen, iletişim amaçlı basit bir cümle söyleyemezler. Çok karmaşık matematik problemleri çözmelerine rağmen, matematik dışında diğer yeteneklerini sergileyemezler. İki üç yaşında okumaya başlayıp okuduğunu anlayamazlar. Bazı üstün yetenekli çocuklar ise yeteneklerini takıntılı bir şekilde kullanarak zamanlarının büyük çoğunluğunu takıntılı olduğu konuyla ilgili araştırmalara yaparak geçirirler.
İletişim Becerileri ve Dil Gelişimi
Otizmli çocuklar iletişimin sosyal amaçlı kullanımına önem vermedikleri için iletişime girmekten hoşlanmazlar. Jest ve mimikleri yeterince kullanamazlar, ses yüksekliklerini ayarlayamazlar; çok yüksek ya da çok alçak sesle konuşabilirler, ses tonlarına dikkat etmezler, cümle içindeki vurguları belli edemezler. Konuşmaları genelde monoton, robotik bir tarzdadır. Kendilerine sorulan sorulara çok kısa yanıtlar verirler. Soyut sözcükleri anlamada zorluk çekerler, dolayısıyla mecaz anlamlı sözcükleri algılayamazlar. Kişi zamirlerini karıştırabilirler; ben yerine sen, kendileri için de o zamirini kullanabilirler. Ekolali denilen yankı konuşması görülür; kendisine söylenenleri aynen tekrar ederler. Yazılı dilleri erken gelişirken sözel dil gelişiminde gecikmeler olabilir; okumayı erken yaşta öğrenmelerine rağmen sözel iletişim becerileri zayıftır.
Otizmli çocukların sözel iletişimde yaşadıkları zorluklar, basit komutları bile yerine getirmelerini engeller. Yaşanılan iletişimsel problemler kendilerini ifade etmelerine ket vurarak yaşamlarını zorlaştırır.
Rutter (1983), zihinsel yetersizliğin birincil olarak dil ve iletişim problemlerine yol açtığını, ikincil olarak da davranışsal ve duyusal güçlüklere neden olduğunu vurgular.
Psikolojik Gelişim Özellikleri
Otizmli çocuklar sosyal iletişim yönünden zayıf oldukları için duygu, düşünce ve isteklerini aktarmada zorluk yaşarlar. Kendini ifade edememenin getirdiği bu durum psikolojik olarak onları olumsuz etkiler. Problemli davranışların da çıkış noktası bu sebebe dayanmaktadır. Birçok alanda sınırlı beceriye sahip olmaları özgüven duygusunun gelişimi etkiler. Sosyal anlamda gelişemeyen çocuğun da psikolojik yapısı bozuk olur.
Sosyal Gelişim Özellikleri
Otizmin en önemli bulgularından bir tanesi sosyal gelişim problemidir. Otizmli çocuklar, çevrelerine karşı ilgisizdir. Kucağa alınma, sarılma, dokunma gibi bir fiziksel temastan genellikle hoşlanmazlar. Sosyal etkileşimi kendileri başlatmazlar ve iletişimi devam ettiremezler. Göz teması olmaması, yaşıtları ile gelişimsel düzeylerine uygun ilişkiler geliştirememesine neden olur. Bu da sosyal etkileşim alanındaki en önemli belirtiler olarak görülür. İlgilerini çevrelerindeki kişiler ile kendiliklerinden paylaşmazlar ve duygusal karşılık veremezler. Zaman içinde özellikle yüksek fonksiyonlu otizmlilerin ilişki kurmalarında artış olmasına karşın sosyal davranışları uygun olmayan bir şekilde devam eder.
Tinbergen ve Tinbergen (1972) oyun becerisinin normal bir çocukta yaşamın ilk iki yılında oluşup, nesnelere dokunmayla başlayan süreç zaman içinde amacına uygun bir şekilde kullanmayla devam ettiğini, fakat otizmli çocuklarda duyu motor dönemine uygun olarak gelişmediğini, iletişim becerisi ve hayal gücünün gelişmemesinin bir oyun içinde sınırlı becerilerle kendini gösterdiğini vurgular. Hutt ve Hutt (1964), ise oyunlarda kullanılan nesnelerin ağız bölgesi çevresinde emme ve yalama davranışlarıyla sınırlı kaldığını söyler.
Pehlivantürk (2004:57) sosyal gelişime vurgu yaparak “bu bozuklukta sosyal gelişim alanındaki güçlükler belirgindir ve dil ya da zihinsel gelişim alanındaki gecikme ya da sapmalardan bağımsızdır” der. Sosyalleşmeyi dil ve zihinsel gelişim sürecine bağlamak doğru olmaz, çünkü birşeyi yapmayı öğrenmekle gelişir. Bu süreç içerisinde çocuğa ayrı bir yol izlenilmesi gerekir; sanat, spor vb. etkinlikler içerisine dahil edilen çocuk sosyalleşmeye başlar.
Motor Gelişim Özellikleri
“Otizmli bireyler, kaba ve ince motor becerilerde önemli yetersizlikler sergilerler. Bu motor güçlükler; motor planlama problemi, kas zayıflığı veya duyusal işleyişle ilişkili olabilir. Otizmli çocuklarda, büyük ve küçük motor test skorları, sosyal etkileşimdeki yetersizlikle ilişkilidir” (Yanardağ, 2007:33). Otizmli çocukların bedensel gelişimleri normal olmasına karşılık motor gelişimlerinde problemler görülür. Büyük kasları ve küçük kasları duyusal problemler yaşamaları, dolayısıyla fiziksel hareketlerinin kısıtlı olması sebebiyle gerekli gelişmeyi göstermez. Grandin ve Scariano (1986), fiziksel olarak bir çok beceriyi normal gelişim dönemlerindeki sürelerde kazanmaya hazır olan bazı otizmli bebeklerin çevrelerine karşı ilgisizlikleri nedeniyle bu becerileri kazanamadıklarını, daha geç yaşta oturduklarını ve yürüdüklerini belirtir.
Normal gelişen çocuklarda ağız çevresindeki kaslar konuşma ve çiğneme ile beraber gelişmeye başlar. Otizmli çocukta konuşma görülmediği için ağız kasları yeterince gelişmez. Çiğneme zorlukları yaşamaları ise yemek yeme problemlerinin olmasına ve ağız kaslarının gelişmesine engel olur. Bu da ilerleyen yaşlarda az da olsa konuşmaya başladıkları zaman anlaşılır bir şekilde cümle kurmalarını engeller, konuşmalarını anlamak zor olur. Hatch-Rasmussen (2001), otizmli çocukların ip atlama, dans, yüzme gibi büyük kas motor becerilerin kullanılmasını gerektiren bazı hareketleri taklit etme yetilerinin çok az ya da hiç olmamasına bağlı olarak daha geç öğrendikleri vurgular. Kağıt kesme, kutu içine küp atma ve ipe boncuk dizme gibi küçük kas motor becerilerinin de oldukça zayıf olduğu gözlenir. Otizmli çocuklar puzzle tamamlama ve blok düzenleme oyunlarında başarılı iken kağıt katlama, resim çizme ve pedal çevirme gibi sıralama ve planlama gerektiren çalışmalarda zorluk yaşarlar.